Aile Konutu Şerhi
- Av.Miyaser ÇELİK GÜNEŞ
- 17 Ara 2023
- 10 dakikada okunur
Aile konutu şerhi ise eşlerden birinin diğerinin izni olmadan konut üzerinde satma ya da kiralama gibi bir işlem yapmasını engelleyen bir düzenlemedir. Tapuya şerh düşülerek gerçekleştirilen aile konutu şerhi eşlerin konut üzerindeki tasarruf hakkını kısıtlayarak hakları korumayı amaçlayan kanuni bir uygulamadır.

Aile konutu şerhi
Eşlerden birinin diğerinin izni olmadan konut üzerinde satma ya da kiralama gibi bir işlem yapmasını engelleyen kanuni düzenlemedir. Evlilik devam ettiği sürece eşlerin yaşadığı eve aile konutu denir. Tapuya şerh düşülerek gerçekleştirilen aile konutu şerhi eşlerin konut üzerindeki tasarruf hakkını kısıtlayarak hakları korumayı amaçlayan kanuni bir uygulamadır. Aile konutu şerhi, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun yürürlüğe girmesi ile hukuk sistemimize girmiştir. Sadece aile hukukunu ilgilendirmemekte olup icra hukuku, miras hukuku, gayrimenkul hukuku gibi birçok alanda atıf yoluyla yer edinmiştir. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 194.maddesine göre, aile konutu olarak özgülenen taşınmaz malın maliki olmayan eş, tapu kütüğüne konutla ilgili gerekli şerhin verilmesini tapu müdürlüğünden isteyebilecektir. Bu şerh aile konutu şerhi olarak adlandırılmakta olup tapuya işlenebilen şerh türlerindendir.
Aile Konutu başlıklı TMK 194.maddesine göre;
Eşlerden biri, diğer eşin açık rızası bulunmadıkça, aile konutu ile ilgili kira sözleşmesini feshedemez, aile konutunu devredemez veya aile konutu üzerindeki hakları sınırlayamaz.
Rızayı sağlayamayan veya haklı bir sebep olmadan kendisine rıza verilmeyen eş, hâkimin müdahalesini isteyebilir.
Aile konutu olarak özgülenen taşınmaz malın maliki olmayan eş, tapu kütüğüne konutla ilgili gerekli şerhin verilmesini tapu müdürlüğünden isteyebilir.
Aile konutu eşlerden biri tarafından kira ile sağlanmışsa, sözleşmenin tarafı olmayan eş, kiralayana yapacağı bildirimle sözleşmenin tarafı haline gelir ve bildirimde bulunan eş diğeri ile müteselsilen sorumlu olur.
Aile konutu şerhi, Aile konutu şerhi evlilik birliğinin sürdürüldüğü konutta malik olmayan eşe kanunen tanınmış önemli bir haktır. Aile konutu şerhi ile amaçlanan, evlilik birliğinin ve eşlerin konut üzerindeki tasarruf hakkı kısıtlanarak hakların korunmasıdır.
Eşlerden birinin haklı bir sebep olmaksızın birlikte yaşamaktan kaçınması, boşanma veya ayrılık davası açılması veya başka bir sebeple ortak hayatın olanaksız hale gelmesi hali dahi konutun aile konutu vasfını ortadan kaldırmaz Eşler, oturacakları konutu birlikte seçer, birliği eşler beraberce yönetirler. Eşler birliğin giderlerine güçleri oranında emek ve malvarlıkları ile katılırlar.
(TMK m. 186) Konut seçimi konusunda eşler arasında sorun çıkarsa TMK 195. madde yolu ile hakimin müdahalesi istenebilir ya da TMK 188. Madde koşulları varsa eşlerden biri seçebilir. Aile konutu eşlerden biri tarafından kira ile sağlanmışsa, sözleşmenin tarafı olmayan eş, kiralayana yapacağı bildirimle sözleşmenin tarafı haline gelir ve bildirimde bulunan eş diğeri ile birlikte müteselsilen sorumlu olur.
Aile Konutu Şerhi Nedir?
Aile konutu şerhi, Türk Medeni Kanunu’nun 194.maddesinde “Aile konutu olarak özgülenen taşınmaz malın maliki olmayan eş, tapu kütüğüne konutla ilgili gerekli şerhin verilmesini tapu müdürlüğünden isteyebilir.” şeklinde düzenlenmiştir. Aile konutu şerhi ile mülkiyet hakkı kendisinde olan eşin tasarruf yetkisi sınırlanmaktadır. Mülkiyet hakkı kendisinde olan eş, diğer eşin rızası olmaksızın aile konutu üzerinde tasarrufta bulunamayacaktır. Aile konutu şerhi ile malik olan eş, malik olmayan diğer eşin rızası olmadan;
Taşınmaz üzerinde ipotek tesis edemez,
Taşınmazı satamaz,
Kiralayamaz ve benzeri işlemleri yapamaz.
Bir taşınmaza aile konutu şerhi koyulabilmesi için;
Aile konutu şerhi talebinde bulunan kişi ile mülkiyet hakkına sahip olan kişi resmi şekilde evli bulunmalı,
Taşınmaz tapu kütüğüne kayıtlı olmalı,
Taşınmaz aile konutu olarak özgülenmiş olmalıdır.
Aile konutu şerhi sadece aile konutu olarak özgülenmiş taşınmazlara koyulabilmektedir. Bu taşınmaza işlenecek olan aile konutu şerhi açıklayıcı nitelikte olup üçüncü kişiler için taşınmazın aile konutu olduğu noktasında öngörülebilirlik sağlar. Aile konutu şerhi sayesinde, doğabilecek uyuşmazlıklarda üçüncü kişilerin iyi niyeti korunmayacaktır. Aile konutu şerhinin kütüğe işlenmiş olması halinde üçüncü kişiler ve memurlar bu durumun farkında olarak işlem tesis edeceklerdir.
Türk Medeni Kanunu 194. maddesinde belirtilen işlemleri eşlerden birinin yapabilmesi için diğer eşin rızasını açıkça belirtmesi gerekir. Eşin rızası, hem taahhüt hem de tasarruf işlemi için gerekli olup rıza, her işlem için ayrı ayrı açıklanmalıdır. Açık rızanın işlem belli olmadan peşin olarak verilmesi imkânsız olduğundan işlem belli hale geldiğinde hukukî işlem yapılmadan önce de rıza verilebilir. Hukukî işlem yapıldığı sırada da rızanın verilmesi olanaklı olup hukukî işlem yapıldıktan sonra verilen icazet ise geçmişe etkili hüküm ve sonuç doğurarak işlemi “geçerli” hale getirir. Rıza alınmadan yapılan işlem ise kesin hükümsüz olacaktır.
Aile Konutu Şerhi Özellikleri
Aile Konutu Şerhi Açıklayıcıdır
“konulmuş olmasa da” eşlerin birlikte yaşadıkları aile konutu üzerindeki fiili ehliyetlerini sınırlandırılmıştır. Dolayısıyla sınırlandırma, aile konutu şerhi konulduğu için değil, zaten var olduğu için getirilmiştir. Bu sebeple tapuya aile konutu şerhi verilmese bile o konut aile konutu özelliğini taşıyacaktır. Şerh konulduğu için aile konutu olmamakta, aksine aile konutu olduğu için şerh konulabilmektedir. Bu nedenle aile konutu şerhi konulduğunda, konulan şerh “Kurucu” değil “Açıklayıcı” şerh özelliğini taşımaktadır.
Aile Konutu Şerhi Emredicidir
Aile konutu üzerine getirilen sınırlandırma, “emredici” niteliktedir. Dolayısıyla bu haktan önceden feragat edilemeyeceği gibi eşlerin anlaşmasıyla da ortadan kaldırılamaz ve açık rıza ancak “belirli olan bir işlem için verilebilir.
Aile Konutu Şerhi Aile Birliğini Korumak” Amacıyla Sınırlandırılmıştır
Türk Medeni Kanunu’nun 193. maddesi hükmü ile eşlerin birbirleri ve üçüncü kişilerle olan hukuki işlemlerinde özgürlük alanı tanınmış olmakla birlikte Türk Medeni Kanunu’nun 194. madde hükmü ile eşlerin aile konutu ile ilgili bazı hukuksal işlemlerini diğer eşin rızasına bağlı olduğu kuralı getirilirmiştir.
Eşlerin Hukuki İşlem Özgürlüğünün Sınırlandırılmasıdır
Aile konutu olan yer eşlerden sadece birinin mülkiyetinde olsa dahi, mülkiyet hakkının malike tanığı haklardan bazılarını kullanabilmesi ancak diğer eşin “açık rızası”na bağlanmıştır. Buna göre aile konutu ile ilgili kira sözleşmesini feshedemez, aile konutunu devredemez ve aile konutu üzerindeki hakları sınırlayamaz. Aile konutunun maliki olan eş, aile konutundaki yaşantıyı güçlüğe sokacak biçimde, aile konutunu ipotek edilmesi gibi “Tek başına” bir ayni hakla sınırlayamaz. Bu sınırlandırma “ancak diğer eşin açık rızası alınarak” yapılabilir.
Diğer Eşin Razı Şekil Şartına Bağlanmamıştır
Türk Medeni Kanunu’nun 194. maddesi yetkili eşin izni için bir geçerlilik şekli öngörmemiştir. Bu nedenle söz konusu izin bir şekle tabi olmadan, sözlü olarak da verilebilir. Ancak maddenin ifadesinden de anlaşılacağı üzere, iznin “açık” olması gerekir.
İşlemin Tarafı Olan 3. Kişinin İyiniyetli Olup Olmaması, İşlemin Geçersizliğini Etkilemez
Aile konutunun maliki olan eş ile işlem yapan üçüncü kişi, taşınmazın aile konutu olduğunu bilmeyebilir. Ancak, üçüncü kişinin, işlem konusu taşınmazın aile konutu olduğunu bilmemesi, “iyiniyetli” olması halinde dahi, işlem geçerlilik kazanamaz. Zira, Medeni Kanun’un ifadesi çok açık olup, malik olmayan eşin rızası alınmaksızın aile konutunun devredilemeyeceği ifade edilmiştir. Her ne kadar aile konutunun, malik olmayan eşin rızası alınmaksızın üçüncü kişilere devri işlemi geçersiz olsa ve bu işlem tapu iptal ve tescil davası açılmasına yol açsa da, işlem yapılan üçüncü kişinin, konutu bir başkasına satması halinde, Türk Medeni Kanunu’nun 1023. Madde hükmünün uygulanması gündeme gelebilecektir. Bu durumda, tapudaki yolsuz tescile iyi niyetle güvenerek mülkiyet kazanan iyi niyetli üçüncü kişinin bu kazanımı korunabilecektir. Malik olmayan eş açısından, bu tehlikeyi bertaraf etmek için de kanun, “aile konutu şerhi” imkanını getirmiştir.
Aile Konutunun Evlilik Birliğine Sağladığı Koruma
Kural olarak evliliğin devamı süresince söz konusu olup, evliliğin ölüm, boşanma veya iptal karanıyla sona ermesi halinde ortadan kalkmaktadır. Ancak evliliğin iptal ve boşanma kararıyla sona ermesi halinde aile konutundan hangi eşin faydalanacağı konusunda Türk hukukunda yer alan düzenlemeler de bulunmaktadır (TMK 254. madde ile TMK 194/IV. Fıkra). Ölüm ile son bulmada ise miras hakkını etkileyeceği için açılan davanın konusuz kalmayacağı gözden kaçırılmamalıdır.
Aile Konutu Şerhinin Koyulabilmesi İçin Gerekli Şartlar
Eşlerden Birinin Mülkiyetinde Olan Bir Konut Bulunması
Aile konutunun mülkiyeti eşlerden birine ait ise aile konutu olarak özgülenen taşınmaz malın maliki olmayan diğer eş, tapu kütüğüne konutla ilgili gerekli şerhin verilmesini isteyebilir. Aile konutu şerhi konulabilecek ve konulamayacak konutlar özelliklerine göre ayrı ayrı değerlendirilmelidir. Aile konutuna ilişkin hükümler TMK’nin yürürlüğe giriş tarihi olan 01.01.2002 tarihinden önce edinilen aile konutları için de geçerlidir. Eşlerin çeşitli sebeplerle yaşamsal faaliyetlerini eşdeğer seviyede geçirdikleri yerlerdeki konutları da aile konutu olabileceğine göre koşulları varsa birden fazla konuta ilişkin de aile konutu şerhi verilebilir. Aile konutunun eşin paylı mülkiyetinde olması aile konutu şerhi konulmasına engel değildir. Bununla birlikte Aile Mahkemesince eşin payı dışında diğer maliklerin de tasarruf yetkisini kısıtlayacak şekilde taşınmazın tamamı üzerinde şerh konulması ise mümkün değildir.
Üzerinde aile konutu bulunan taşınmazın tapu kayıtlarında tarla olarak kayıtlı olması aile konutu şerhi verilmesine engel teşkil etmez. Aile konutunun eşin çıplak mülkiyetinde olması da aile konutu şerhi konulmasına engel değildir. Aile konutu şerhi kat mülkiyeti kurulmayan konuta da konulabilir. Bu sebeple dava konusu taşınmazın bulunduğu yerde keşif yapılarak; aile konutu olarak kullanılan bölümün belirlenerek bu bölümle sınırlı olacak şekilde aile konutu şerhinin konulmasına karar verilmesi gerekir.
Aile konutu şerhi kooperatif tahsisli konuta, gecekondu niteliğindeki konuta yahut ipotekli konuta da konulabilir. Boşanma veya ayrılık davası açılınca hakim, davanın devamı süresince gerekli olan, özellikle eşlerin barınmasına ilişkin geçici önlemleri resen alır. Dolayısıyla Aile Mahkemesi hakimi aile konutu şerhi konulmasına da hükmedebilir. Ancak bu şerh, boşanma davasının sona ermesiyle kendiliğinden geçersiz duruma gelir. Aile konutu olarak özgülenen taşınmazdan fiziksel şiddetle ya da başka bir haksız sebeple kovulan eş uzaklaştırıldığı bu konuta orada oturtulmuyor olsa bile aile konutu şerhi verdirebilir.
Mülkiyeti üçüncü kişiye ait bir taşınmaz ise eşlerce aile konutu olarak kullanılıyor olsa bile hak sahibi olan üçüncü kişinin bu taşınmaz üzerindeki mülkiyet hakkını sınırlayıcı şekilde, tapu kütüğüne aile konutu şerhi verilemez. Eşlerin çeşitli sebeplerle yaşamsal faaliyetlerini eşdeğer seviyede geçirdikleri yerler aile konutu olabilir ise de eşlerin kısa süreli bulundukları konutlar, aile konutu olmadığı için bu tür konutlara aile konutu şerhi konulması isabetsizdir.
Eşlerden birine ait olsa bile eşlerden birinin oturmadığı konuta ya da yeni bir aile konutu tesis edildiği tespit edilmişse önceki aile konutuna aile konutu şerhi konulamaz. Aile konutunun eşin elbirliği mülkiyetinde olması, aile konutu şerhi konulmasına engel olduğundan bu taşınmaza aile konutu şerhi konulamaz. Aile konutu, sürekli olarak barınmak üzere kullanılan ve aile yaşamının yoğunlaştığı oturma yeri olduğundan başkasına kiraya verilen konuta aile konutu şerhi verilemez.
Eşlerden Birinin İstemde Bulunması
Aile konutu şerhi kendiliğinden verilemeyeceğinden aile konutu şerhi verilmesi için eşlerden birinin istemde bulunması gerekir. Şerh verilmesi konusunda tek yanlı istek yeterlidir. Tapu dairesi bu şerhi koymak zorundadır. Tapu Sicil Tüzüğünün değişik 57-d maddesi hükmüne göre temlik hakkını yasaklayan şerhlerden olan aile konutu şerhi için,
Konutun aile konutu olduğunu kanıtlayan muhtarlıktan ve varsa apartman yönetiminden alınmış belge,
Vukuatlı nüfus kayıt örneği veya evlilik cüzdanının Tapu dairesine verilmesi yeterlidir.
Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğünün 2002-7 nolu genelgesine göre, aile konutu şerhi verilebilmesi için;
Malik olmayan eşin talebiyle: Evlilik birliğinin resmen devam ettiğini kanıtlayan nüfus kayıt örneği ile bu konutta birlikte yaşantılarını sürdürdüklerini kanıtlayan muhtarlıktan alınmış belgenin ibrazı halinde “Aile konutudur.” şerhinin işlenmesi,
Taşınmaz mal maliki olan eşin ya da eşlerden her ikisinin birlikte talebiyle: Evlilik cüzdanı veya nüfus kayıt örneğinin ibrazı halinde başkaca bir belge aranmaksızın “Aile konutudur.” şerhinin işlenmesi,
Aile Konutu, eşlerin bütün yasam faaliyetlerini gerçekleştirdiği ve düzenli yerleşim amacıyla kullandıkları mekânları ifade ettiğinden, zaman zaman ya da hafta sonu kullanmak amacıyla edinilen yazlık konut, dağ evi gibi konutlar Türk Medeni Kanununun 194 üncü maddesi kapsamına girmediğinden, bu yönde gelecek taleplerin karşılanmaması,
4721 sayılı Türk Medeni Kanununda üçüncü şahsa ait taşınmaz mal üzerine “aile konutudur.” şerhi verilmesine ilişkin herhangi bir düzenleme bulunmadığından, 194 üncü maddenin son fıkrasında yazılı olan durum nedeniyle üçüncü şahsa ait taşınmaz mal üzerine şerh verilmemesi,
“Aile konutudur.” şerhi bulunan taşınmazda eşlerin rızası sağlanmadıkça tapu kütüğü üzerinde tasarrufu taleplerin karşılanmaması, (M.K. m.194/1) Gerekmektedir.
Konutun aile konutu olduğuna dair bir çekişme çıkmışsa, şerh verilmesi istemi ancak usulüne uygun açılmış bir dava ya da karşı davada gerçekleştirilebilir. Aile konutu şerhinin konulması davasında davacının, dava açmakta hukuki yararı bulunmalıdır. Aile konutu şerhinin konulması davasında davanın açıldığı tarih itibariyle davacının hukuki yararı bulunmuyorsa davanın hukuki yarar yokluğundan usulden reddine karar verilmesi gerekir. Tapu müdürlüğünün, talebi hukuken veya fiilen yerine getirmediği belgelendirilmedikçe malik olmayan eşin tapu kütüğüne konutla ilgili şerh konulmasını doğrudan dava yoluyla istemekte hukuki yararı olmadığı gibi dava konusu taşınmaz, dava tarihinden önce aile konutu niteliğini kaybetmişse aile konutu şerhinin konulması davasında davacının, dava açmakta hukuki yararı bulunmamaktadır.
Aile konutu olduğuna dair şerh verilmesi istemi, ancak harcı verilerek açılmış bir dava ya da karşılık davada gerçekleştirileceğinden ara kararı ile aile konutu şerhi verilmesine karar verilemez. Şerhin hangi yer için istenildiği konusunda dava dilekçesinde yeterli bir açıklık yoksa davacıdan bu konuda açıklama istenmelidir. Aile konutu şerhi konulması davasında aile konutu ile ilgili şerhin hangi yer için istenildiği konusunda gerekirse keşif yapılmalıdır; hukuki nitelemenin de doğru yapılması gerekir. Davacının talebi TMK m.169 kapsamında ya da 6284 sayılı Kanun gereğince barınma önlemine ilişkin bir talep yahut taşınmazın devrinin engellenmesi için tedbir şerhi konulmasına ilişkin bir talep olabilir. Aile konutu şerhi konulması davasında verilecek olan karar gerekçeli olmalıdır.
Evlilik Birliğinin Sonlanmamış Olması
Aile konutu şerhi, evlilik devam ettiği sürece konulabilir. Evlilik sonlanmışsa, artık aile konutu şerhi konulamaz.
Aile Konutu Şerhi Nasıl Konulur?
Eşlerin ve varsa çocukların birlikte yaşadıkları ve ailenin yaşam merkezi olarak kabul edilen, eş ve çocuklarla acı tatlı günlerin içinde yaşandığı konuttur Türk aile yapısı içinde aile konutunun diğer ülkelerden çok daha önemli bir konuma sahip olduğundan özel bir koruma da sağlar. Aile konutu şerhinin, tapu kütüğüne işlenmesi iki durumda söz konusu olabilir;
İlki mahkeme kararı ile aile konutu şerhinin işlenmesidir. Aile konutu olan evin aile konutu olduğu hususunda çekişme olması durumunda aile mahkemesine başvurularak taşınmazın aile konutu olduğunun tespitiyle aile konutu şerhinin konulması mahkemeden talep edilebilecektir. Bu durumda tarafların tapuya başkaca bir belge sunmaları gerekmemekte olup kararı veren mahkeme, taşınmazı bulunduğu ilgili tapu müdürlüğüne müzekkere yazarak aile konutu şerhinin tapu kütüğüne işlenmesini sağlar.
İkinci durumda ise malik olmayan eşin kanundan doğan doğrudan talep hakkı vardır. Türk Medeni Kanunu md.194’e göre, aile konutu olarak özgülenen taşınmaz malın maliki olmayan eş, tapu kütüğüne konutla ilgili gerekli şerhin verilmesini tapu müdürlüğünden isteyebilir. Bu durumda malik olmayan eşin ilgili tapu müdürlüğüne giderek başvuru yapması ve gerekli evrakları sunması gerekmektedir.
Aile konutu, kural olarak tek konuttur. Tarafların birden fazla evi olsa dahi aile konutu olarak sadece birini belirleyebilirler. Evlilik birliğinin devamı süresince korunur. Ayrıca Türk Medeni Kanunu, eşlerden birinin ölümü üzerine sağ kalan eşin o güne kadar devam eden yaşam tarzının muhafazasını mümkün kılmak amacıyla; 240, 254, 255, 270 ve 652. maddelerle bazı kurallar getirmiştir. Bu düzenlemeler gereği sağ kalan eş aile konutunun mülkiyetinin veya konut üzerinde intifa veya oturma hakkının miras payına veya tasfiye alacağına mahsuben kendisine özgülenmesini talep edebilmektedir. Böylece aile konutu koruması evlilik ötesine taşınmaktadır.
Aile Konutu Şerhi için Gerekli Belgeler
Aile konutu şerhi koymak için eşlerden birinin taşınmazın bulunduğu ilgili tapu müdürlüğüne başvurması gerekmektedir. Aile konutu şerhi işlenebilmesi için gerekli olan belgeler;
Aile konutu şerhi talebi dilekçesi
Muhtarlıktan alınmış konutun aile konutu olduğunu gösterir belge
Evlilik cüzdanı veya tarafların evli olduklarını gösterir nüfus kayıt örneği
Fotoğraflı nüfus cüzdanı ve fotokopisi
Vesikalık fotoğraf
İşlem vekil ile yapılacaksa vekaletname
Tapu müdürlüğü gerekli görürse bahse konu konutun tapu bilgileri ile aynı olup olmadığının kadastro müdürlüğünce tespit eden belge
Gerekli belgeler ile tapu müdürlüğüne başvurularak tapu kütüğüne aile konutu şerhi işlenebilecektir.
Aile Konutu Şerhinin Kaldırılması
TMK’nin 194/3 maddesine göre; Aile konutu olarak özgülenen taşınmaz malin maliki olmayan eş, tapu kütüğüne konut ile ilgili gerekli şerhin verilmesini Tapu Müdürlüğünden isteyebilir. Bu yasa maddesi ile, ailenin barınma ihtiyacı, eşlerin menfaatleri ve hak sahibi eşin müdahalelerine karşı aile konutunun koruma altına alınmasının amaçlandığı, bu yasa maddesinin evlilik devam ettiği sürece koruma sağlayacağı, tarafların bir arada yaşamıyor olmasının aile konutu vasfını değiştirmeyeceği açıktır. Tarafların uzun süredir ayrı yaşıyor olmasının başlı başına aile konutu şerhinin kaldırılmasını gerektirmez.
Aile konutu şerhi mahkeme kararı ile konulmuş ise yine bir mahkeme kararı ile kaldırılabilir. Bunun için aile konutu şerhinin kaldırılmasını haklı kılan bir neden olmalıdır.
Aile Konutu” olma niteliği malikin ölümü ile son bulur. Miras payına yönelik hakların korunması için devam eden haller istisnasını oluşturduğu unutulmamalıdır.
Boşanma veya evliliğin iptali kararlarının kesinleşmesi ile aile konutu niteliğinin de kendiliğinden ortadan kalkar.
Taşınmazın cebri icra yoluyla satılması halinde de sona erer.
Aile konutu şerhinin iptali için dava açılması gerekmektedir. Bu dava “aile konutu şerhi terkini davası” olarak adlandırılmakta olup bu davada iki hususun ispatı gereklidir;
Aile konutu şerhi işlenmiş olan ilgili taşınmazın aile konutu niteliğine hiç sahip olmadığının ispatı
Taşınmazın aile konutu niteliğinin sonlandığının ispatı gereklidir.
Sadece malikin isteğiyle şerhin dava ile kaldırılabilmesi mümkün değildir. Aile konutu şerhinin kaldırılabileceği durumlar şunlardır;
Boşanma halinde mahkeme tarafından şerhin iptaline karar verilir. Mahkeme, boşanma halinde aile konutunun durumuna yasal mal rejimine göre karar verecektir.
Evliliğin iptali halinde taşınmazın sahibi eş şerhin kaldırılmasını talep edebilecektir.
Eşlerden birisinin ölümü halinde evlilik birliğinden söz edilemeyeceği için şerhin kaldırılması talep edilebilecektir.
Taşınmazda malik olmayan eşin şerh koydurduğu durumda, şerhi koyduran malik olmayan eşin talebiyle, şerh kaldırılabilecektir.
Şerh, malik olan eşin talebiyle konulmuşsa malik olmayan eşin rızası ya da kabulüyle şerh kaldırılabilecektir.
Comments